guwanch00
05.02.2024 08:38
Ilkokulu bititrip kursa gelmişti. Ailesi kendi isteğiyle ğeldigini söylemişti. Kayıt için adını sorduğumda :
"-Fatma" dedi. hiç fe çekinmeyen bir tavırla... Ve ekledi :
"-Eğer beni hafız yapmazsanız, kayıt yaptırmak istemiyorum."
Böyle tehdit edercesine konuşması, onu yaşından daha olgun gösteriyordu. Tebessümle:
"-Korkmayın küçük hanım, siz isteyin hafız da yaparız , hoca da !..."
O küçük gözlerinin içi parıldadı birden.
Annesi:
"-Hocahanım , çocuk işte, kusuruna bakmayın. Ille de hâfız olacağım der, başka bir şey demez. Bizim köyün hocasından duymuş. Peygamber Efendimiz "Hâfiz olanlara cennette tac giydirilecek ! " buyurmuşlar herhalde. Siz daha iyi bilirsiniz ya, biz bu kadar duyduk anladık !..."
Kendisini teselli etmek ihtıyaci hissetdim:
"-Tabii teyze , ne demek !.. Keşke herkes sizin gibi duyduklarını hemen kabul etse de teslim olsa.. Siz hiç merak etmeyin, kızınız önce Allah`a , sonra bize emanet!"
Kadıncağız elime yapıştı. Öpecekken ellerimi geri çektim, utandım. Tuttum. Ben onun elini öptüm. Gözleri yaşardı.
"-Hocahanım bu eller , gözler hep günahlı, asıl sizinkiler öpülmeye layık !.."
"-Estağfirullâh teyze " dedim. "O âhirette belli olur."
Bu konuşmadan sonra kaydını yaptığımda Fatma`nin Erzurumlu olduğunu öğrendim. Bir an düşündüm .
"-Küçük nasıl kalacak , bu kadar uzaklarda ..."
Zaman ilerledikçe Fatma`nın edepli tavırları daha da çok etkiledi beni. Azimliydi. Geceleri uykusunun arasında ayetleri sayıklarken görüyordum çoğu kez. Böyle devam ederken arada bir bana gelip çeşitli sorular soruyordu.
Birgün:
"-Hocam hâfız olmak için Kur`ân`ı bitirmek mi lazım ?" diye sordu.
Ben de :
"-Tabii ki hepsini ezberleyeceksin ki , "hâfız" adını alacaksın."
Bu cevabıma çok üzülmüş gibiydi. Bir şey demek istiyordu sanki... Teşekkür etti ve döndü arkasına gitti.
Derslerim arasında onlara sürekli Kur`ân ezberlemekle işin bitmeyeceğini mutlaka içindekileri uygulamanın gerektiğini hatırlatıyordum.
Talebelerden biri:
"-Hocam" dedi. "Fatma`nın annesi, abdestli olmayanların hâfızlara dokunamayacağını söylemiş, bu doğru mu?" diye sordu.
Çok ilginçdi doğrusu. Içimden "mâşallâh!" dedim. Ve onların sorularına da cevab vermek için , "Osmanlı zamanında atalarımız Kur`ân`a ve hâfıza kıymet verdiklerinden öyle yaparmış." dedim. Çok hoşlarına gitmişti bu iş. Hepsi âdetâ kendilerini ulaşılması zor,
vitrindeki altın gibi görüyorlardı.
"Görsünler" dedim kendi kendime... Bu yaşta, buralara gelmişler. Allah`ın kelâmını ezberliyorlar, onlara fazla görmem bunu.
Bu arada Fatma ara sıra rahatsızlanıyor ve revirde yatıyordu. Zaman geçtikçe Fatma`nın morali ve sağlığı daha da çok bozuluyordu. Bir gün dersini iki kez aksatınca sormak zorunda kaldım:
"-Ne oldu, yoksa anneni mi özledin?"
Sert bir şekilde bana döndü. Solgun yüzüne bir ciddiyet gelmişti :
"- Hayır", dedi.
"- Öyleyse neden moralin bozuk? Sık sık da hasta oluyorsun" dedim.
Yalvarır gibi oldu. Gözleri dolmuştu:
"- Yanlış anlamayın, inanın ki annemi özleyip de gitmek istediğim yok. Burayı çok seviyorum. Allah`ımdan çok korkuyorum. Buraları terk edersem, bana âhirette hesabını sormaz mı?"
Dilim dudağım bağlandı. Bir şey diyemedim. Suçlu bile hissettim, kendimi. O küçük kalbte bu ne îmandı, Yâ Tabbi ! Onu hayranlıkla izliyordum. Birgùn çok rahatsızlandı. Doktora götürmek zorunda kaldık. Bir çok tahlillerden sonra, arkadaşım olan doktor hanım:
"- Hocahanım, derhal bu talebeyi ailesinin yanına gönder." dedi.
Şaşkınlıkla:
"- Neden?" diye sordum. Bana:
"- Belki üzülecek, hatta inanmayacaksın ama, bu talebe "Kanser!.."
Âdeta başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü.
Hastâneden ayrılırken Fatma`ya hiç bir şey diyemedim. O ise hâlimi anlamış gibi, bana sorular sorup dikkatimi dağıtmaya çalışıyordu.
Kulağıma eğilerek:
"- Hocam" dedi. "Azrail insanların canını alırken nasıldır?"
Ağlamamak için zor tuttum kendimi:
"-Mü`min kullara karşı çok güzel bir sûrettedir." dedim.
Mırıldandı:
"- Belki hâfız olamam, ama Elhamdülillah
mû`minim!"diye.
Hâfız olmak için Kur`an`ı bitirmek gerektiğini söylediğimde neden üzüldüğünü şimdi anlamıştım. Demek ki hastalığını biliyordu.
Bir kaç gün sonra eşyalarını hazırlamaya başladık. Çünkü artık dayanılmaz acılar içinde kıvranıyordu. Evine gitmesi gerekiyordu. Ailesi geldi. Fatma yanıma gelerek, mahcûbiyetle:
"- Bana kızmadınız değil mi? Eğer söyleseydim belki kursa almazdınız!"..
"- Ne demek!.. Nasıl kızarım sana?" dedim. "Hem sonra , sakin üzülme hâfızlığımı bitiremedim diye , bu yola girdin ya , Rabbim seni hâfızlar zümresinden yazmıştır inşâallâh!" dedim.
Öyle sevindi ki ! Sarıldı boynuma.
"- Gerçekten ben şimdi hâfız sayılır mıyım ? Anne bak duydun değil mi ?"
Hüngür hüngür ağlıyordu...
Ya Râbbi , bu ne aşktı !..
Râbbimin hikmeti tecelli etse de iyi olsaydı şu Fatma , ne güzel bir kul olurdu.
Böylece Fatma`yı gözyaşları ile Erzurum`a uğurladık. Çok geçmedi. Bir iki hafta sonra ailesi ağırlaştığı haberini verdi. Bu bir iki hafta içinde ondan iki mektup almıştım. Bana hep hâfızlık tâcını merak ettiğini , bunun rüyalarına bile girdiğini yazıyordu.
Birgün sabah namazından sonra telefon çaldı. Fatma`nın annesiydi karşımdaki ses... Ağlamaklı bir sesle:
"- Hocahanım Fatma`yı uğurladık . Rica etsem bir hatim okur musunuz ?" deyince ben de dayanamadım ağlamaya başladım.
Annesi beni teselli edercesine telefonu kapatmadan:
"- Size ölmeden önce şunu söylememi istedi !", dedi. Hıçkırarak:
"-Anneciğim, hocama söyle !... Azrâil söylediğinden de güzelmiş ".
Ey Râbbim ; senin kelamın için yanıp tutuşan, yoluna yapışıp kelâmına sımsıkı sarılan kulunu, sen son nefesinde yalnız
bırakır mısın hiç ?".
15
38
guwanch00
05.02.2024 08:38
Ilkokulu bititrip kursa gelmişti. Ailesi kendi isteğiyle ğeldigini söylemişti. Kayıt için adını sorduğumda :
"-Fatma" dedi. hiç fe çekinmeyen bir tavırla... Ve ekledi :
"-Eğer beni hafız yapmazsanız, kayıt yaptırmak istemiyorum."
Böyle tehdit edercesine konuşması, onu yaşından daha olgun gösteriyordu. Tebessümle:
"-Korkmayın küçük hanım, siz isteyin hafız da yaparız , hoca da !..."
O küçük gözlerinin içi parıldadı birden.
Annesi:
"-Hocahanım , çocuk işte, kusuruna bakmayın. Ille de hâfız olacağım der, başka bir şey demez. Bizim köyün hocasından duymuş. Peygamber Efendimiz "Hâfiz olanlara cennette tac giydirilecek ! " buyurmuşlar herhalde. Siz daha iyi bilirsiniz ya, biz bu kadar duyduk anladık !..."
Kendisini teselli etmek ihtıyaci hissetdim:
"-Tabii teyze , ne demek !.. Keşke herkes sizin gibi duyduklarını hemen kabul etse de teslim olsa.. Siz hiç merak etmeyin, kızınız önce Allah`a , sonra bize emanet!"
Kadıncağız elime yapıştı. Öpecekken ellerimi geri çektim, utandım. Tuttum. Ben onun elini öptüm. Gözleri yaşardı.
"-Hocahanım bu eller , gözler hep günahlı, asıl sizinkiler öpülmeye layık !.."
"-Estağfirullâh teyze " dedim. "O âhirette belli olur."
Bu konuşmadan sonra kaydını yaptığımda Fatma`nin Erzurumlu olduğunu öğrendim. Bir an düşündüm .
"-Küçük nasıl kalacak , bu kadar uzaklarda ..."
Zaman ilerledikçe Fatma`nın edepli tavırları daha da çok etkiledi beni. Azimliydi. Geceleri uykusunun arasında ayetleri sayıklarken görüyordum çoğu kez. Böyle devam ederken arada bir bana gelip çeşitli sorular soruyordu.
Birgün:
"-Hocam hâfız olmak için Kur`ân`ı bitirmek mi lazım ?" diye sordu.
Ben de :
"-Tabii ki hepsini ezberleyeceksin ki , "hâfız" adını alacaksın."
Bu cevabıma çok üzülmüş gibiydi. Bir şey demek istiyordu sanki... Teşekkür etti ve döndü arkasına gitti.
Derslerim arasında onlara sürekli Kur`ân ezberlemekle işin bitmeyeceğini mutlaka içindekileri uygulamanın gerektiğini hatırlatıyordum.
Talebelerden biri:
"-Hocam" dedi. "Fatma`nın annesi, abdestli olmayanların hâfızlara dokunamayacağını söylemiş, bu doğru mu?" diye sordu.
Çok ilginçdi doğrusu. Içimden "mâşallâh!" dedim. Ve onların sorularına da cevab vermek için , "Osmanlı zamanında atalarımız Kur`ân`a ve hâfıza kıymet verdiklerinden öyle yaparmış." dedim. Çok hoşlarına gitmişti bu iş. Hepsi âdetâ kendilerini ulaşılması zor,
vitrindeki altın gibi görüyorlardı.
"Görsünler" dedim kendi kendime... Bu yaşta, buralara gelmişler. Allah`ın kelâmını ezberliyorlar, onlara fazla görmem bunu.
Bu arada Fatma ara sıra rahatsızlanıyor ve revirde yatıyordu. Zaman geçtikçe Fatma`nın morali ve sağlığı daha da çok bozuluyordu. Bir gün dersini iki kez aksatınca sormak zorunda kaldım:
"-Ne oldu, yoksa anneni mi özledin?"
Sert bir şekilde bana döndü. Solgun yüzüne bir ciddiyet gelmişti :
"- Hayır", dedi.
"- Öyleyse neden moralin bozuk? Sık sık da hasta oluyorsun" dedim.
Yalvarır gibi oldu. Gözleri dolmuştu:
"- Yanlış anlamayın, inanın ki annemi özleyip de gitmek istediğim yok. Burayı çok seviyorum. Allah`ımdan çok korkuyorum. Buraları terk edersem, bana âhirette hesabını sormaz mı?"
Dilim dudağım bağlandı. Bir şey diyemedim. Suçlu bile hissettim, kendimi. O küçük kalbte bu ne îmandı, Yâ Tabbi ! Onu hayranlıkla izliyordum. Birgùn çok rahatsızlandı. Doktora götürmek zorunda kaldık. Bir çok tahlillerden sonra, arkadaşım olan doktor hanım:
"- Hocahanım, derhal bu talebeyi ailesinin yanına gönder." dedi.
Şaşkınlıkla:
"- Neden?" diye sordum.

DEVAMINI SONRAKI POSTUMDA KOYACAĞIM.
Allah rizasi için okumadan geçmeyin.
Bide layk basmayin .
Yorum yapabilirsiniz dostlarim.
12
21
guwanch00
02.02.2024 21:16
Seni özlemiyor değilim ha
Sadece yollarını gözlemiyorum
Düşlerimin bahçesinde kaç çiçeğin katilisin
Bilsen, başka bir şey söylemiyorum
Hırs fazla zararlıdır hırslanana
Yağmur ıslanana, ilişki kıskanana
Dayanmaz iki topuğum hızlanana
Ve sen bu şehre geç gelen bir yağmursun ıslanamam

Umarım mutlu olursun Kaf dağından inip
Bi' yıldönümü kutlar, inandırır aşka biri
Ve gelir hizasına gözlerinin, aşk kadehi
Ben bile beni unuttum, bu başka biri
Sanırım çok önceden yalnızlığa vardı meyilim
Ben hiçbi' sorunun cevabı değilim
Bi' kağıt, bi' kalem, bi' çay, kuru bi' akşam
Ülkenin duvarlarında ismi yazan deliyim

Elimde kalem, kulağında nameler var
Daha bir balıkçı oltasında yakan kalmış
Bu his derin, sırtıma batan sarnıç
Şu mendili al sil dudaklarında yalan kalmış
En çok aç kalan ilk önce tadanlarmış
Günleri unuttum demek ki sorun zamandaymış
Bu his derin, sırtıma batan sarnıç
Şu mendili al sil dudaklarında yalan kalmış


Seni özlemiyor değilim ha
Sadece çok yoruldum bi' nevi emekliyim
Gelmeni beklemiyorum zaten hep evdeyim
Hep evde olmam sana gel demek değil
Odalarında saklıyım
Süpürür belki bir gün kırıntıları atarsın
Mağlubiyeti kabul ettim isteyen kazansın
Seni benden ayrı kılan aklın utansın
Boranım bundan ki sensizliği baz alıp
Özlemi biz dolu bir 70'lik süsü masamın
Ateşim sönmez, bunu anlayalım
Ve eşlik eder acıma Kül'ü Adrian'in
Yolda kalırsak üşenmez iteklerim
Yoruldum beklemekten gelmeni
Bilinmezin ortasında kurşunlandı duygularım
Sana bölünmüş bilinmeyen denklemim

Elimde kalem, kulağında nameler var
Daha bir balıkçı oltasında yakan kalmış
Bu his derin, sırtıma batan sarnıç
Şu mendili al sil dudaklarında yalan kalmış
En çok aç kalan ilk önce tadanlarmış
Günleri unuttum demek ki sorun zamandaymış
Bu his derin, sırtıma batan sarnıç
Şu mendili al sil dudaklarında yalan kalmış

Ne guzel söylemis Taladro bu şarkiyi.
18
33
guwanch00
01.02.2024 19:38
Salam dostlar. Sizin komeginiz gerek. Layk goymaga rugsadynyz yok, Çatda yazyp bilemek. teswirem yazyp bilemok sebanine dusunmedim name sewapden beyle bolyar dusundirip berayin hayys. kop sagboluñ
9
86
guwanch00
31.01.2024 12:51
Maña gynanmagyñ gerekdäl zynhar,
Sensiz ýaşapdyryn, ýaşaryn ýene,
Kalbymda ýasadym yşgym üçin dar,
Asdym ýüregimi şol dardan ine.
15
20
guwanch00
30.01.2024 01:18
Eý meniñ köñlümiñ näzli gunçasy,
Gülüşiñ illere, näziñ mañamy ?
Saña kim öwretdi beýle söýmegi ?
Baýramyñ illere, ýasyñ mañamy ?

Duymadyñ gözlermiñ gan aglaýşyny,
Ýykdyñ şu göwnümiñ sabyr daşyny,
Görmekden utandym çytyk gaşyñy,
Şatlygyñ illere, öýkäñ mañamy ?

Uçurdyñ ýellere umytlarymy,
Düşürdiñ dillere çeken derdimi,
Çüýrütdiñ içimde arzuwlarymy,
Baharyñ illere, gyşyñ mañamy ?
😔😔😔
Belki myradyna ýetmedik söýgi.
Ýeten sòýgùlerden kàmildir, kàmil.
20
35
guwanch00
28.01.2024 22:34
Ýüregimi ýesir etdim sõýgüñe,
Arzuw etdim , hyýal etdim , bildiñmi !?
Umyt baglap, bakdym seniñ ýoluña,
Ýekeje gün ýatlap meni geldiñmi !?

Seniñ üçin ne jepalar çekdimde,
Dagy-daşy eretdigim demimde,
Şirin janym yşk oduna ýakdymda,
Senden jogap bolmady, ýa öldüñmi !?

Biwepasyñ "Wepaly men" diýme hiç.
Gelmek üçin gijä galdyñ, gelme hiç.
Gutly bolsun saña ýeñiş, bu buýsanç.
Ýeke saña ýeñildigim gördüñmi !?
💔💔💔
😔😥😔
29
62
guwanch00
26.01.2024 12:39
Urup dursadyñ sen hassa ýüregim,
Söýgi bar diyerdim dünýä ýüzünde.
Menem öz söýgümi tapardym belki,
Ýagmyr ýagyp duran ajaýyp günde.

Urup dursadyñ sen hassa ýüregim,
Gysgajyk ömrüme etmän hyýanat,
Sorajakdym men bu takdyr ezelden,
Belki, pajygaly gözel muhabbet.

Urup dursadyñ sen hassa ýüregim,
Söýgülim elinden mäkäm tutardym,
Söýgä hem mähire zar bu dünýäniñ,
Barja köçesinden bile geçerdim.

Durmuşyñ , ýakynlaryñyzyñ gadryna ýetiñ
26
26
guwanch00
25.01.2024 11:06
Yalnyşlara berip yùregmin tòrùn
Yalñyşmazlyk ùçin gòterip ýòrùn
24
151
guwanch00
24.01.2024 10:39

Kalbymyñ arzysy hem-de erkesi,

Bagtymyñ güneşi, günüm ertesi,

Ajap gelşýär saña ýomut kürtesi,

Hem bizi bir etjek nika halkasy.

22
41